Perseus parselinde bulunan ve 2. parlak yıldız olan Algol, Şeytan Yıldızı olarak bilinir ve bir çift yıldızdır. Bu yıldızın yapısının anlaşılması gökbilim tarihi için çok önemlidir. Biribiri çevresinde dönen çift yıldızların varlığı, bu sırada, bu tür yıldızların birbirlerinden madde çalması ve evrimlerini hızlandırması, Algol'ün parlaklık değişimlerinin 1667'den beri izlenmesi sayesinde anlaşılmıştır . O zamandan beri yürütülen düzenli gözlemlerde, yıldızın parlaklığı yaklaşık 3 günde bir (69 saatte bir) 1 kadirden fazla (2.5 - 3 kat) azalmakta ve bunun nedeni anlaşılamamaktaydı. Artık Algol'ün bir örten çift yıldız sistemi olduğunu, sistemin bizden uzaklığının 92 ışık yılı civarında olduğunu biliyoruz.
Astrolojide 15 Kök Yıldız vardır.
Algol,

Pleiades,
Aldebaran,
Capella,
Sirius,
Procyon,
Regulus,
Alcaid,
Gienah,
Spica,
Arcturus,
Alphecca,
Antares,
Vega,
Deneb (Algedi)’dir.
Düzenli bir şekilde parlaklık değiştiren ve kötülük dolu yıldız Algol ünvanını alır. Bu yıldız, daima doğum haritası ile ilişkide bulunduğu kişilerin ölüm şekillerinin incelenmesini ve bunların geçerliliğini bildirmiştir.
Antik astronomların -Şeytan Yıldızı- adı verdiği Algol kelimesi, aslında eski Araplar tarafından ra’s al-ghul / ghoul’ s head/ gul’un başı olarak adlandırılmıştır. Ghoul, Eski Arap inançlarında ıssız yerlerde bekleyen, şekil değiştirebilen ürkütücü bir şeytandı yani bizimde “gulyabani” olarak adlandırdığımız varlık.
Korkunç cinayetlere kurban olan kişilerin doğum saatleri ve haritaları sürekli incelenerek, Algol ile ilişkileri tespit edilmiştir.
Algol, Güneş, Ay ve Jüpiter’le açı yaptığında doğan kişi, savaş kazanan bir komutan olur. Mars ile Algol açı yaptığında doğanların ise katil olacağı, Satürn, Ay ve Mars açı yaptığında su ile boğulma veya zehirle ölüm, Mars, Güneş, Ay, Algol kare açıları kişinin doğum haritasında bulunmuşsa ve aynı zamanda da Mars, İkizler veya Balık burcunda ise, ölüm esnasında parçalanma, el ayak kesilme, kafa kesilme gibi çeşitli kötü sonlar öngörülmekteydi.
Klasik Mitolojide Perseus, Gorgonların en ünlüsü yılan saçlı ”Medusa The Gorgon”u öldürmeyi, ayrıca deniz canavarı Cetus’u elinde tuttuğu Medusa’nın kesik başını kullanarak taşa çevirmeyi başaran en büyük kahramanlardandı. Medusa’nın da, tıpkı Algol yıldızı gibi değişken gözleri vardı. Bakışları hipnotize eder sonra onları taşa çevirirdi.

Algol, Pleiades, Aldebaran, Capella, Sirius, Procyon, Regulus, Alcaid, Gienah, Spica, Arcturus, Alphecca, Antares, Vega ve Deneb (Algedi) kök yıldızları; Hermetik, Kabala ve Arap gizli ilimleri ile astrolojisinin en önemli unsurlarındandır. Yıldızlar belli açısal konumlarında iken birçok farklı işlem, majikal çağrı, hatta simyasal işler yapılabilir, ayrıca her yıldızı temsil eden bir taş, maden ve bitki bulunur. Algol yıldızının maddi simgesi Elmas’tır. Bitkisi ise siyah Helleborus. İlginçtir ki Hell, cehennem; Bore ise sıkıntı, kuyu gibi anlamlar içeriyor.
Bu bitki, Ortaçağ Avrupa’sında cadıların şeytanları celbinde kullandıkları, ayrıca ilaç yaptıkları bir bitkiydi. Ancak son derece zehirli olduğu için, şuur kaybı, susama, boğulma taklidi, çınlayan kulaklar, baş ağrı ve dönmesi, boğaz ve dilde şişme, bulantı, kusma, kalp ritmi bozulması belirtileri ile öldürücüdür. Yine de, ilaç haline getirildiğinde, Helleborus türü bitkilerin, on ayrı çeşidinin, tümörlerle savaşındaki gücünü ortaya koyarlar ve suda çözülmüş ekstresinin çeşitli kanser hücrelerinde, kendi kendilerini yok etmesinide sağlamıştır.
Yunan mitolojisine göre Poseidon (Neptün) ve Medusa hikayesi şöyle; Gorgon kardeşlerden Medusa, güzelliğiyle herkesi kıskandıran, tanrıları kendisine aşık eden bir kızmış, kendisini Tanrılara adamış ve iki kız kardeşi ile birlikte Athena’ya ait bir tapınağa çekilmiş.
Masumiyetin kötülüğe dönüşüm hikayesi, Poseidon’un, karısının tapınağında yaşayan Medusa’ya aşık olarak, zorla tecavüz etmesi ile başlamış. Olayı duyan Athena’nın, Medusa’yı çok acı bir şekilde cezalandırmaya karar vermesi ile, Medusa ve kız kardeşleri birer ifrite dönüşmüşler. Perseus, üvey kız kardeşi Athena’nın isteği ile daha sonra Medusa’nın yılan saçlı kafasını bedeninden ayırmış. İşte tam burada, yıldızın açısal etkisi ile ilişkilendirilen acı sonların devreye girdiği görülmüştür.