27 Mart 2017 Pazartesi

Satanizm ve LaVeyan

  
    Satanizm; Şeytan'ı yücelten ve kendi mezhepleri içinde kendisine tapılmasını emreden bir öğretidir. Teistik Satanizm ve Ateistik Satanizm ( LaVeyan ) olarak adlandırılırlar. Orta Çağ kökenli olan Teistik Satanizm, Şeytan'ın varlığına tapınılan satanizm türüyken; Ateistik Satanizm ise dini inançlar ve değerlere karşı simge olarak kabul edilip yüceltilen türüdür.

      Teistik Satanizm 

    Spiritual Satanizm

     Teistik satanizmin alt kollarından biridir. İçinde kara büyü gibi çeşitli ritüelleri barındırmakta , okültizm ve maji içermektedir. Satanistlerin çoğu ruhani bir boyutta olan Şeytan'a bilge ve yol gösterici olarak tapmakta, onunla iletişime geçmek ve yardım istemek gibi eylemlerde bulunmaktadır. 

     Luciferizm

   Öncelikle Lucifer; Tanrı'nın en gözde ve öncü meleğiydi. Lucifer'ın anlamı "light-bearer" yani ışığı getiren ve "morning star-venüs" yani sabah yıldızıydı. 

''..güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden'de, Tanrı'nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla – yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla - ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkar oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin.'' denmiştir.

  Kendilerini soyutlamış olan ve en seçkin topluluk olarak adlandırmaları nedeniyle dünden bugüne yapılan ritüeller hakkında pek bir bilgi olmayan satanizm mezhebidir.

  Ateistik Satanizm

  Bu kavram ilk olarak 1966'da Anton Szandor LaVey ile ortaya çıkmıştır. 11 Nisan 1930 doğumlu olup, 29 Ekim 1997 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. LaVeyan Satanizm'i ve Şeytan Kilisesi'nin kurucusudur. Küçük yaşlarda müziğe ilgi duymaya başlamış ve 15 yaşında iken San Francisco Senfoni'de ikinci oboistlik görevine getirildi. 20'li yaşlarda bırakıp sirk dünyasına adım atarak kafes bakıcısı olarak çalışmaya başladı. Zamanla gelişerek bir aslan gösterisine çıktı fakat gösteri esnasında yaralanınca mesleği bıraktı. Bir süre sonra çeşitli morglarda polis fotoğrafçısı olarak çalışmaya başladı. Sonrasında egzantrik bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılıp merkezde "gerçeküstü" olaylar ile ilgili yapılan telefonlara bakması için görevlendirdiler. Kendisi ile yapılan röportajda, ceset fotoğrafçısı olmasının felsefi düşüncelerinin oluşmasında etkili olduğunu söylemiştir. 
   1966 yılının Nisan ayında Şeytan Kilisesi'ni kurarak, kilisede ve yazdığı kitaplar ile satanizm öğretisini yaymaya çalıştı. 
  Ona göre Şeytan; insanoğlunu özgürleştiren isyan ruhu, uygarlığın ilerlemesini sağlayan gelişme güdüsüdür. Bu öğretisini; "Şeytani İncil", "Şeytanın Not Defteri", "Şeytani Törenler" adlı kitaplarıyla açıklamıştır. 
  LaVey insanı Nietzsche'yi andıran bir yaklaşımla "üstün varlık" olarak tanımlar. Bir kitabında; "sadece istediğimize karşı iyi davranmalıyız. Kimse bize hep iyi olmamız gerektiğini söyleyemez. Eğer biri seni hırpalıyorsa onu yok etmelisin." demiştir. 
  1997'de 67 yaşındayken kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiş ve vasiyeti üzerine mezar taşına " Hayattaki tek pişmanlığım yersiz yere iyi olduğum anlardır." yazılmıştır.

  Dokuz Büyük Günah
  

  1.    Aptallık
  2. Özentilik.
  3. Sevilme, benimsenme beklentisi.
  4. Kendini kandırma.
  5. Perspektif eksikliği.
  6. Geçmişteki Ortodoks Satanist uygulamalara sahip çıkma.
  7. Üreticiliği engelleyecek kadar kibir sahibi olma.
  8. Estetik duygu yoksunluğu
  9. Ödlekleştiren konformizm.
 
     Dokuz İlke


  1. Tevekkül ile yetinmek yerine sonsuz kişisel tatmin için çalış.
  2. Mistik düşler yerine capcanlı hayatı yaşa.
  3. Kendini kandırma. Kirletilmemiş bilgeliğin temsilcisi ol.
  4. Sevgini hakedene sakla. Şaklabanlara harcama.
  5. Sana tokat atana öbür yanağını dönme, intikam al.
  6. Sorumlu olana karşı sorumluluk göster. Şevkat, enerji vampirlerine dikkat.
  7. İnsanlar dört ayaklılar gibi hayvandır. Kimi zaman onlardan iyi, çoğunlukla onlardan beterdir. "Ruhi ve entelektüel yüceliği" onu hayvanlar aleminde en acımasız yapar.
  8. Şeytan günah adı verilen fiziki, duygusal, düşünsel yücelikleri savunur.
  9. Şeytan, öcü gibi kullanıldığı sürece caminin ve kilisenin en iyi dostudur.


     20 Satanist Nokta


  1. Gücünü kaybetmemek için, zayıf ve aciz (karaktersiz, kişiliksiz) olanlara saygı gösterme.
  2. İçinde başarı yattığı için gücünü her zaman sına.
  3. Mutluluğu barışta değil zaferde ara.
  4. Uzun süreli dinlenmeden ziyade istirahatlerini kısa tut.
  5. Yeni bir şey yaratacaksan eskiyi tamamen yok et.
  6. Ölümünü göremeyeceğin hiçbir şeyi çok fazla sevme.
  7. Yapıyı kumun üzerine değil kayanın üzerine inşa et... Çünkü yapı sadece bugün ya da dün için değil her zaman içindir.
  8. Her zaman, yapılmamışı keşfetmek için daha fazla çalış.
  9. Boyun eğmektense öl.
  10. Demircilik ölümün kılıcını işlemek dışında hiçbir sanatsal değere sahip değildir. Çünkü ölüm getiren kılıç bir sanat şaheseridir.
  11. Her şey üstünde başarıyı elde etmek için önce kendinin üstüne çık. (kendini aşmayı öğren.)
  12. Yaşayanların kanı yeni bir tohum yaratmak için iyi bir gübredir.
  13. Kurukafadan oluşan piramitlerin üzerinde duran kişi, daha uzakları görebilir.
  14. Sevgiyi bir kenara atma, fakat onu her zaman tehdit et çünkü o bir sahtekardır.
  15. Bütün büyük olan şeyler acı üzerine kurulmuştur.
  16. En önde olmaktan çok en üstte olmaya çalış, çünkü büyüklük orada yatar.
  17. Daha önceden yaratılmış engelleri yok etmek için taze ve güçlü bir rüzgar gibi gel.
  18. Bırak sevgi, hayatında bir amaç olsun, ama en büyük hedefin büyüklük olsun.
  19. Erkek dışında hiçbir şey güzel değildir ama bütün her şeyden güzel olan kadındır.
  20. Gücü engellediği için bütün aldanma ve yalanları reddet.


    LaVey'in Dokuz Büyük Bildirisi

  1. Satanizme göre insan kendini sakınmamalı istediğini yapmalıdır.
  2. Satanizm ruhsal umutlar yerine var oluşu savunur.
  3. Satanizm nankör insanlar için vakit harcamaktansa hak edenlere incelik göstermeyi emreder.
  4. Satanizm kendilerine vuranlara diğer yanaklarını uzatmaktansa intikam almayı emreder.
  5. Satanizm vampir olmak için vakit harcamaktansa daha gerçekçi sorumluluklarını yerine getirmek gerektiğini savunur.
  6. Satanizm tüm dinlerde günah diye dayatılan şeylerin duygusal ve zekasal zevkten ibaret olduğunu savunur.
  7. Şeytan kilisenin en sadık dostudur.
  8. Satanizme göre hayvanlar, insanlara bazen iyi ama çoğunlukla kötülük yapan canlılardır.
  9. Satanizm'e göre insan kendini kandırmamalı aklıyla olduğu gibi gözükmelidir.
    LaVeyan Satanizm

    Ataizm ve metaryalizm temelli bir inanıştır. Felsefi yönden ise bireycilik, egoizm, kısasa kısas ve hazcılığı savunmaktadır.
LaVeyan satanistler birer ateisttir, ve Şeytan'ın varlığına inanmazlar.Şeytan'ın varlığına inanmadıkları gibi, "Tanrı, Ruh, Büyü, Cennet, Cehennem" gibi doğaüstü kavramların hiçbirine inanmazlar. Metafizik kavramların hepsini reddederler.LaVeyan satanizm, Şeytan kavramını doğa üstü bir varlık olarak kabul etmez. Şeytan'ı felsefi bir öğretmen, bir figür veya bir sembol olarak kabul eder. Şeytan; insanın vahşi doğasını temsil etmektedir.  LaVey'e göre: İnsanlar tarafından uydurulan "Tanrı" kavramı bunları yasaklamıştır, ve günah olarak kabul etmiştir. Şeytan simgesi bunun tam zıttını oluşturmaktadır. Satanist bir birey, Şeytan'ın temsil ettiği bu kavramlara göre yaşamalıdır. 

   Sembolik Satanizm

     LaVeyan satanizm'de yer alan "Şeytan = Sembol/Öğreti" kavramını ilham alan satanizm türüdür. Şeytan'a sadece sembolik olarak inanılır. Bu akımın temsilcileri, egemen ahlak sisteminden bağımsızlaşmak için şeytanî semboller kullanırlar. Temsilcileri için şeytan sembolü, insanlığın kurtuluşu ve güçlenişi yolundaki en ilham verici örneklerden biri olarak algılanır.

24 Mart 2017 Cuma

Woolpit'in Yeşil Çocukları


Woolpit'in Yeşil Çocukları


    Woolpit'in yeşil çocuklarının efsanesi, muhtemelen Kral Stephen döneminde, 12. yüzyılda Suffolk'taki Bury St. Edmunds yakınlarındaki Woolpit kasabasında gerçekleşti. Hasat zamanında tarlada çalışan köylüler, kurt delikleri olarak bilinen derin çukurda iki çocuğa rastladı. Biri kız biri erkek olan bu çocukların kıyafetleri alışılmadık malzemelerden ve renklerden oluşuyordu ama köylüleri asıl şaşırtan yeşil ten renkleri oldu.
    
    Çocukların konuştuğu dili orada bulunanlar daha önce hiç duymadığı bir dildi ve yerel arazi sahibi Sir Richard de Calne'nin Wikes'te bulunan evine götürdüler. Orada çocuklar getirilen yemekleri yemedi, ağladı ve yakınlardaki bir tarlada bulunan fasulyelerin hasat edilip getirilmesi ile çocuklar ilk defa yemek yedi. 
     
     Zamanla erkek çocuk depresyona girdi. Ardından hastalandı ve öldü. Kız ise yeni hayatına alıştı ve vaftiz edildi. Ten rengi zaman içinde yediklerinin etkisiyle yeşilimsi görüntüsünü kaybetti sağlıklı genç bir kadın oldu. Bazı kaynaklara göre "Agnes Barre" ismini aldığı ve evlendiği adamın II Henry'nin kıdemli elçisi olduğu belirtiliyor. İngilizceyi öğrendi ve daha sonra Norfolk ilçesindeki King's Lynn'de yaşayan bir adamla evlendi. 

Küçük Kızın Hikayesi

   
      Geçmişiyle ilgili daha sonra sorgulanan kız, nereden geldikleri ve Woolpit'e nasıl geldikleri konusunda sadece belirsiz ayrıntılarla yaşadıklarını anlatabiliyordu. Erkek kardeşi ile beraber Saint Martin isimli ülkeden geldiğini, sürekli olarak alacakaranlıkta yaşadıklarını ve orada yaşayanlarında ten renklerinin yeşil olduğunu belirtti. Ülkesinin nerede olduğunu bilmiyordu ama alacakaranlık ve aydınlık olarak adlandırdığı ülkeleri ayılar "önemli bir nehir" olduğunu söylüyordu. 
    
      Bir gün babalarının tarlada bulunan sürülerine baktığını ve hayvanların bir çukurdan gelen sese doğru yöneldiklerini hatırladığını, sesi takip etmek için çukura girdiklerini söylüyordu. Erkek kardeşi ile beraber karanlık boyunca yürüyüp sonunda mağaranın çıkışına geldiklerinde göz kamaştıran bir güneş ışığı ile sanki kör olmuşlardı. Kaçmaya çalıştılar ama mağaranın girişini bulamadan  köylüler onları buldu.